18 Kasım 2013 Pazartesi

Umudunu kaybetme!

İnsanı üzen, kıran, canını sıkan,  “mutsuz” eden en temel kavram “kaybetmek ” değil midir aslında? Güveni kaybetmek, inancı kaybetmek, onuru kaybetmek, yolunu kaybetmek, neşesini kaybetmek, özgürlüğü kaybetmek, umudu kaybetmek...
Evet, şöyle bir baktığımızda “ kaybetmek” fiilini hangi kavramın yanına iliştirirsek  o kavramı yıkıma uğratmış oluyoruz. Ama yıkılan kavram değildir sadece, beden de yıkılır, ruh da. Hatta kişi, hayatını neyin üzerine inşa ettiyse yıkılan o olur.
İnsan bir kaç kez üst üste kaybetti mi bir şeyleri, her an kaybetme korkusunu hisseder. Bu korku, kişinin enerjisini azaltır, hatta yok eder. Enerji, doğru şekilde kullanılırsa, en büyük silahıdır insanın. Çünkü insan enerjisini nereye yönlendirirse, orası filizlenir. Enerjinin başarıya dönüşmesi, doğru seçimlerle gerçekleşir. Doğru adımlar, doğru seçimler, enerjiyi çoğaltır, güçlendirir. İnsanı da canlandırır, heyecanlandırır.
Enerjinin, düşüncelerinin, duygularının kontrolü sende. Nereye sürersen onları, oraya yol alır ruhun, bedenin. Olumsuzluklar yaşamış olsan da, üst üste defalarca kaybetsen de girdiğin yarışları, umudunu, hatta yolunu ; Bir dahaki sefere kazanmaya çok daha yakın olduğunu düşünmelisin her seferinde..

Bir kapı, diğeri açılsın diye kapanır, bunu unutma derim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder